BURSA (İGFA) – Etkinliğin açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Lider Yardımcısı Yasemin Uyar Duman, “Baharı doya doya yaşamayı istek ederken, gerek ülke iktisadının durumu, gerekse hiç bitmeyen dünyadaki çatışma ortamının yine alevlenmesi, ciğerlerimize bu hoş havayı doyasıya çekmemizi engelliyor, ağzımızda nahoş bir tat bırakıyor. Lakin buna karşın, insan umut kavramının beden bulmuş halidir diyerek, bir umutla işimize gücümüze sarılıyoruz” dedi.
“İşimizi yaparken de, TAİDER üzere çok kıymet verdiğimiz paydaşlarla bu yolu yürümek bize güç veriyor diyen Duman, “Seçimin akabinde herkes iktisada odaklanılması gerektiğini söyledi. Biz de bu türlü düşünüyoruz” sözlerini kullandı.
TAİDER Aile İşletmeleri Derneği Yönetim Kurulu Lideri Fatma Olten ise TAİDER hakkında bilgi verirken, kuşaktan nesile geçişi sağlamak için uğraştıklarını söz etti. Olten, “Türkiye’deki şirketlerin yüzde 90’ı aile şirketi ve yalnızca yüzde 10’u üçüncü nesile geçebiliyor” dedi.
“GÜVENE MUHTAÇLIK VAR…”
QNB Finansinvest Araştırma Küme Müdürü Can Alagöz, “Türkiye son 10 yıldır gelişmekte olan ülkelerden daha fazla büyüyen, genç nüfusu ile doğuyla batının ortasında dünya için de stratejik bir ehemmiyet taşıyor. Lakin pandemi sonrası global olarak emtia fiyatlarındaki yükseliş ve kurda yaşadığımız oynaklığın tesiri ile enflasyonist baskıların iktisat üzerindeki tesirlerinin belirginleştiği bir periyot yaşadık” diyerek 2023 mayıs seçimlerine kadar olan süreci özetledi:
Seçimler sonrası hoş haberler gelmeye başladığını kaydeen Alagöz, “Normalleşme periyoduna girdik. Merkez Bankası faiz artırımlarına başladı. Fitch tarafından görünümümüz müspete çevrildi. Para siyasetlerinde seçim sonrası atılan adımlar ile enflasyonla uğraşta global normlara uygun hareket etmeye başlamış bulunuyoruz. Maliye siyasetlerinde da sıkılaştırıcı adımların tesirlerini daha fazla hissedeceğimiz bir periyoda girebileceğimizi düşünüyoruz. Bu yanlışsız istikamette atılan ve atılmasını beklediğimiz adımlar gerçek iktisat üzerinde tesirli olacaktır. Fakat bilhassa yılın ikinci yarısında net ihracat kaleminde artışın hissedilebileceği sağlıklı bir büyüme patikasıyla yılı yüzde 3.4’lük bir büyüme ile tamamlayabileceğimizi düşünüyoruz. Hanehalkı tüketiminde ise atılan sıkılaştırma adımlarının tesiriyle zayıflık görebileceğimizi kestirim ediyoruz” dedi.
Alagöz konuşmasının son kısmını ise risklere ayırdı. Alagöz, emtia fiyatları, ihracat kaleminde muhtemel bir daralma ve global sermaye akımlarının yavaşlaması senaryosunu Türkiye için riskler olarak sıraladı.
Alagöz, sermaye piyasalarıyla ilgili olarak ise “Düzeltilmiş olarak baktığımızda Borsa İstanbul ABD Doları bazında tarihi tepe düzeyine yakın süreç görüyor. Şirket karlılıkları için ise pandemi sonrasına kıyasla daha kuvvetli bir periyoda giriyoruz, öte yandan yüksek faiz ortamı ve TL’de gerçek bedel kazanımı beklentisi son 3 yılda süratli bir yükseliş gösteren ferdî yatırımcı ilgisinin bir ölçü azalmasına neden olabilir. Öbür taraftan makro tarafta atılan adımlar orta-uzun vadede yabancı yatırımcı ilgisinin tekrar Borsa İstanbul’a yönelmesinde tesirli olabilir. Alışılmış bu tarafta yabancı yatırımcı ilgisinin birinci etapta yüksek getirili tahvil piyasasına olabileceğini kestirim ediyoruz. Yılsonu için BIST-100 için maksadımız 12 bin düzeyinde bulunuyor.
Etkinlik sonunda iştirakçilere ÇEK Kır Çiçekleri Okusun Diye kampanyasına isimlerine yapılan bağış sertifikası da sunuldu.