Aliyev, başşehir Bakü’de düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi Uyum Ofisi Bakanlar Toplantısı’nın açılışında konuştu.
Bağlantısızlar Hareketi’nin dünya sorunlarında daha ön planda olması gerektiğini söyleyen Aliyev, memleketler arası kuruluşların, bilhassa de Birleşmiş Milletlerin (BM) beklentileri karşılamadığını söz etti.
Aliyev, “BM’de önemli ıslahatların yapılması kaçınılmazdır. BM Güvenlik Kurulu (BMGK) geçmişin kalıntısıdır ve mevcut realiteyi yansıtmıyor. Biz, BMGK’de daha fazla ülkenin yer almasından ve coğrafik olarak adil olması için kapsamının genişlemesinden yanayız. BMGK’de Bağlantısızlar Hareketi’ne bir daimi yer verilmelidir. İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliğinin dönem başkanı ülkeler BMGK’nin veto hukukuna sahip üye kısmında yer almalıdır.” dedi.
Azerbaycan olarak neokolonyalizm eğilimlerinin artmasından rahatsız olduklarını belirten Aliyev, Bağlantısızlar Hareketi’nin, geçmişin bu utanç verici mirasına karşı kararlılıkla uğraş etmesi ve büsbütün ortadan kaldırılması için katkı sunması gerektiğini vurguladı.
Aliyev, “Neokolonyalizmi hala sürdüren ülkelerden biri Fransa’dır. Fransa’nın Avrupa dışında yönettiği topraklar, Fransız sömürgeciliğinin iğrenç kalıntılarıdır. Fransa, Komorlar Birliğinin Mayotte Adası üzerindeki egemenliğine ve Yeni Kaledonya halkının hukuklarına hürmet göstermelidir.” diye konuştu.
Fransa’nın soykırımlar da yaptığını hatırlatan Aliyev, “Kendini insan hakları savunucusu olarak takdim eden Fransa, hala öbür ülkelerin iç işlerine karışmaktadır. Fransa ordularının Mali ve Burkino Faso’dan çıkarılması neokolonyalizm siyasetinin başarısız olduğunu bir kere daha ortaya koydu. Fransa, Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde Ermeni ayrılıkçılığını destekleyerek, Güney Kafkasya’da da tıpkı berbat tecrübeyi uygulamaya çalışıyor.” tabirlerini kullandı.
Aliyev, Fransa’nın 20. yüzyılın ikinci yarısında sömürgelerinde nükleer silah denemeleri yaparak etrafa büyük ziyanlar verdiğini belirterek, “Fransa, sömürgecilik siyasetleri ve yaptığı soykırımlar nedeniyle ilgili ülkelerden özür dilemelidir. Birkaç gün evvel Niderland Hükümdarı, ülkesinin sömürgecilik geçmişi hasebiyle resmen özür diledi. Biz Fransa’ya da özür dileme davetinde bulunuyoruz. Geç yapılan, hiçbir vakit yapılmayandan uygundur. Ataları sömürgecilik siyasetine maruz kalan, köleleştirilen ve küçük düşürülen milyonlarca beşerden özür dilenmesi Fransa’nın tarihi günahının itirafının yanı sıra 17 yaşındaki gencin vahşice öldürülmesi sonrasında karşı karşıya kaldığı derin siyasi, toplumsal ve insani krizin sonuçlarının giderilmesine yardımcı olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Fransa basınında ve toplumsal medyasında azınlıklara karşı ırkçı yayın ve açıklamaların artmasına dikkati çeken Aliyev, “Cezayir kökenli 17 yaşındaki gencin polis tarafından vahşice katledilmesi, bu ülkedeki ırkçılık ve İslam aksiliğinin göstergesidir. Fransa, Korsika lisanını yasaklıyor lakin kendisini Azerbaycan’daki Ermeni azınlığın savunucusu üzere gösteriyor. Bu ikiyüzlülüktür. Fransa hükümeti diğerlerine akıl öğretme yerine kendi ülkesindeki tedirginlik verici eğilimlerle gayret etmelidir.” dedi.