Cepleri milyonlarca umutla dolu 15 yaşında bir genç olduğunuzu düşünün. Gün akşam olmuş. Okulunuz, arkadaşlarınız, ailenizle dopdolu bir günün akabinde yarına dair planlar başınızda uçuşuyor. Herkes uyuduktan sonra siz de birkaç toplumsal medya ‘geyiği’nin akabinde başınızı yastığa koyuyorsunuz. Yarın kim bilir neler olacak?
Birkaç saat sonra mana veremediğiniz bir gürültü, sarsıntı, karmaşa sizi uyandırıyor. Şimdi ne olduğunu tam anlayamadan dünya başınıza yıkılıyor. Kendinize geldiğinizde başınızı yastığa koyduğunuz dünyanın artık olmadığını kavramak tahminen sarsıntıdan daha da sarsıcı….
Eğitim Bilimci, Akademisyen ve Muharrir Dr. Özgür Bolat, deprem ve savaşlardan en çok çocuk ve gençlerin hasar aldığını belirtirken kıymetli bir ekleme yapıyor: “İnsanların yüzde 80’inden fazlası bir müdahale olmadan bu türlü bir yıkımla başa çıkabilecek ruhsal düzgünleşme yaşarlar. Lakin bu kolay olmaz. Profesyonel dayanak bu türlü vakitlerde yıkılan itimadı yine inşa etmekte katalizör tesiri yapar.”
İşte o katalizör tesirin 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş sarsıntılarından sonra milyonlara süratlice ulaştırılması için tasarlanmış, gönüllüsü bol bir projenin lansmanı için yapılan toplantıdayız. Uzun yıllardır gençlerin hayatında olan ferdî bakım markası Dove, zelzele bölgesinde tam da Dr. Özgür Bolat’ın bahsettiği üzere düzgünleştirici bir tesir yaratmak üzere Dove İtimat Projesi’ni devreye almış.
KİLİT ROL OYNAYACAK
Dove, UNICEF ile ortaklaşa yürüteceği Dove İnanç Projesi aracılığıyla sarsıntıdan etkilenen gençler ve ailelerine psiko-sosyal dayanak sağlamayı hedefliyor. Proje, sarsıntıdan etkilenen gençlerin ve ailelerinin kaybolan itimat ve umutlarının tekrar inşasında kilit rol oynayacak. Dove İtimat Projesi’nin metodolojisi, UNICEF’in zelzeleden etkilenen bölgelerde uygulamakta olduğu psiko-sosyal takviye programlarını tamamlar, hatta zenginleştirir nitelikte.
(Soldan sağa) UNICEF Türkiye Temsilci Yardımcısı Paolo Marchi, Eğitim Bilimci, Akademisyen ve Muharrir Dr. Özgür Bolat, UNICEF Türkiye Ulusal Komitesi Genel Müdürü İnci Haseki, Unilever Türkiye Cilt Paklığı ve Şahsî Bakım Kategori İnovasyon & Strateji Marka Müdürü Helin Tural Yıldırım.
EN TEMEL SORUN İTİMAT KAYBI
Güven konusu Dove’un uzak olduğu bir alan değil. 2015 yılından bu yana Türkiye genelinde Dove Özgüven Projesi’ne sürat kesmeden devam ediyorlar. 6 Şubat’taki zelzele felaketinden etkilenen bölgede bilhassa gençlerin temel inanç hissinin sarsılmasından yola çıkarak marka bu sefer de “güven” diyor. Eğitim Bilimci Dr. Özgür Bolat önderliğinde, klinik psikologlardan oluşan grubu tarafından hem gençlere hem de ebeveynlerine yönelik tasarlanan iki farklı eğitim modülüyle, Dove İnanç Projesi’nin Hatay’daki pilot çalışmaları haziran ayında tamamlanmış. Dove, UNICEF iş birliğiyle Hatay’ın akabinde ikinci durağı olan Adıyaman’a geçerek bölgede itimat inşa etmeye devam edecek.
Projenin tanıtım toplantısında konuşan Unilever Türkiye Cilt Paklığı ve Ferdî Bakım Kategori İnovasyon & Strateji Marka Müdürü Helin Tural Yıldırım, bölgede yaptıkları tahlil çalışmalarına dikkat çekiyor. “Unilever Türkiye olarak 11 vilayetimizi tarifsiz bir halde etkileyen yıkıcı zelzelenin akabinde büyük dayanışma hareketinin ön saflarında yer alarak, ilgili kurumlarla işbirliği içinde çalışmalarımızı sürdürdük. Akut ve acil gereksinimlerin yanı sıra toplum, etraf ve gezegenimiz için kalıcı ve uzun vadeli olumlu tesirler yaratmak ismine, Dove olarak bölgede yaptığımız tahliller ve topladığımız bilgilerle bölgedeki temel meselelerden birinin de ‘güven kaybı’ ve bunun ruhsal tesirleri olduğunu gördük” diyor.
Bu tespit Dove takımını, uzun yıllardır Türkiye çapında yürüttüğü Dove Özgüven Projesi’nin odağını, bölgenin muhtaçlıklarını göz önünde bulundurarak Dove İtimat projesine kaydırmakta tesirli olmuş. Helin Tural Yıldırım, “Deprem felaketinden etkilenen gençlere ve ebeveynlere psiko-sosyal dayanak sağlayarak sarsılan inanç hissini tekrar inşa etmeyi hedefliyoruz” diyor.
‘UMUDU TEKRAR KAZANDIRMAYA DAYANAK OLACAĞIZ’
UNICEF’in Türkiye Temsilci Yardımcısı Paolo Marchi de toplantıda. “UNICEF olarak, tüm dünyada olduğu üzere tüm Türkiye’de de çocuk ve gençlerin haklarının hayata geçirilmesi için programlar uyguluyoruz. 6 Şubat, elbet Türkiye için tarihi bir dönüm noktası ve birinci günden bu yana sarsıntıdan etkilenen çocuk ve gençlere insani takviye sağlamak için gece gündüz çalışıyoruz” diyen Marchi, Dove işbirliğinde başladıkları itimat projesinin bölgede yürüttükleri psiko-sosyal dayanak ve marifet programını tamamlar nitelikte olduğunu söylüyor. Marchi hedeflerini, “Proje kapsamında gençlerle etkileşim ve paydaşlık kurmaya, onların güçlü istikametlerini geliştirmeye, itimat kayıplarını ele almaya ve onların ve ailelerinin umutlarını yine kazanmalarına yardımcı olmaya devam edeceğiz. Birçok genç için güzelleşmeye giden yol uzun ve biz onları desteklemeye devam etmek için buradayız” formunda anlatıyor.
UNICEF Türkiye Ulusal Komitesi Genel Müdürü İnci Haseki için de Dove ile yola çıkılan itimat projesinin bedeli büyük. Haseki, “Felaketlerin yaralarını sarmak, uzun vakit alıyor. UNICEF, 6 Şubat zelzelesinden etkilenen çocuklar için birinci günden beri çalışıyor. Lakin gereksinimler hâlâ devam ediyor. İşbirliklerimiz daha çok çocuğa, daha süratli ulaşabilmemizi sağlıyor. Bu hedefle uğraşımıza ortak olan Dove ile Dove İnanç Projesi kapsamında çocuklar için psiko-sosyal dayanak sağlanması çok değerli” diyor.
‘GENÇLERİN BENLİK ALGILARI ZİYAN GÖRMÜŞ DURUMDA’
Dove İnanç Projesi’ne önderlik yapan Eğitim Bilimci, Akademisyen ve Müellif Dr. Özgür Bolat, eğitimin ana çıkış odağından ve içeriğinden şu halde bahsediyor: “Hem saha hem pilot çalışmamızda zelzele sonrasında gençler ve ebeveynlerin içinde bulundukları duygusal ve düşünsel durumun tahliline ve bu iki kümenin gereksinimlerine odaklandık. Zelzele bölgesinde yaşayan gençlerin dert, ümitsizlik, öfke, suçluluk, hüzün ve utanç yaşadığına birinci elden şahit olduk. Gençlerin ‘temel güven’ duygusu ziyadesiyle sarsılmış halde. Lise çağındaki birden fazla genç ‘ben inançlı alanda değilim’, ‘güvende değilim’, ‘duygusal gereksinimlerim karşılanmıyor’ inancında. Benlik algıları da farklı niyet kalıpları nedeniyle ziyan görmüş durumda. Benlik algısı ziyan görürse gençler umutlarını kaybeder ve hayatla baş edemeyeceklerini düşünürler. Bu nedenle, klinik psikolog ekibimizle birlikte gençlerimiz için hazırladığımız eğitim içeriğimizle, temeldeki inanç hissini tekrar kazandırırken geleceğe dair umut hissini da yeşertmeye çalışıyoruz. İkinci küme ise ebeveynler. Burada amaç, sarsıntı sonrasında hem ebeveynlerin itimat hislerini tekrar kazandırmak hem de ailelerin çocukları ile kurdukları bağlantıda onlara yol göstermek. Şahsen orada bulunmuş ve gereksinimi görmüş bir eğitim bilimci olarak Dove ve alandaki ortağımız UNICEF’e çok teşekkür ediyoruz.”