Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HaberTürk’te Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un sorularını yanıtladı.
Oğuz’un “Oy oranları ile ilgili ne görüyorsunuz. Bu birinci çeşitte biter diyor musunuz?” sorusu üzerine Kemal Kılıçdaroğlu “Gençlere güveniyorum” diyerek 14 Mayıs’taki seçimlerin birinci cinste biteceğini söyledi.
HDP ile pazarlık savlarına karşılık veren Kılıçdaroğlu, “Bizim saklı kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın. Devleti yöneten kişi sorumluluk üstlenir. Diyorum ki ‘evet bunlarla oturduk ittifak konusunda anlaştık’ derim. Bu türlü bir şey yok. Biz 6 önder bir ortadayız. Benim tek başına pazarlık yapma talihim var mı? Yok masanın altında imiş, yanında imiş, üstünde imiş. Açıkça söyleyin. Milletin başını karıştırmak istiyorlar, işin gerçeği bu.” sözlerini kullandı.
“İFTİRA DUYUMLARI ALIYORUZ”
Kılıçdaroğlu, “Bu kirli lisana son verilsin” kelamları ile başlayan paylaşımının hatırlatılması üzerine, “Belli çevrelerin palavra ve iftiralarla dolu hazırlıkları olduğu biçiminde duyumlar geldi. Kirli siyasetten bu toplum çıkarılması lazım. Er meydanı deriz. Yiğitler çıkar güreşir, hakem vardır, sıkıntı biter. Siz orada kural dışı iftira atarsanız. Bunlar olmamalı. Doğrular üzerine siyaset yapılmalı.” ifadeleri kullanıldı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Saha değişim istiyor. 20 yıllık bir süreyi ülkeyi yönetmekte uğraş gösteren insanların biraz dinlenmesinde yarar var. Öbür arkadaşlar Türkiye’nin değişik coğrafyalarında çalışıyor. Daima birlikte çalışıyoruz. Mitinglerin gövde gösterisine dönüşmesini hakikat bulmam. Bunlar artık gerilerde kaldı. Artık Türkiye’de halkın eğitim seviyesi epeyce güzel, hayatı sorgulayabiliyor. Mutfağına bakıyor. Samimi olarak halkın karşısına çıkılacaksa adaylar gelirler, birlikte otururuz, sizler sorarsanız, biz cevaplarız, halk takdir eder. Bu cins toplantıları eksikliklerim ortaya çıkar, hududumu tutamam anlayışıyla gelinmiyorsa o şahıslar devleti yönetemez. Bir siyasetçi en çok tenkide muhtaçlık duyar. Biz siyasetçiyiz, birileri görür, eleştirir. Bu bir öğrenci olabilir, gazeteci olabilir, vatandaş olabilir. Bu çeşit tenkitler gelecek ki nerede eksiğimiz var görelim, ona nazaran karar alalım. Her cumhurbaşkanı adayı 85 milyon insanın oyuna taliptir. Bu bazen ittifaklar halinde olur. Kim bize oy verirse keyifli oluruz. Görüşümüz, kanılarımız; hatta bizim hükümet programımız aşikâr. Bizim 2400 maddeyi aşkın iktidara geldiğimizde hangi siyasette neyi yapacağız, bütün bunların hepsi bizim ortak mutabakat metninde var. Biz bu metni 1 yıllık bir mühlet içinde ilmek ilmek dokuyarak hazırladık.
“HDP İLE PAZARLIK YAPMADIM, ÇIKSIN AÇIKLASINLAR”
Ben 85 milyonun oyuna talibim. Geçmişte AK Parti’ye MHP’ye oy vermiş vatandaşların oylarına talibim. Türkiye hengameden yoruldu artık. Buradan çıkmamız lazım. Bugün Isparta, Kayseri mitinginde pek çok ülkücü arkadaşım gelip dayanak verdi, bunu görüyorum. Ülkede kişi başına gelir düştü, yoksullaşma arttı. TÜRK İŞ’in açlık hududu sayıları açıklandı, taban fiyatın üstünde. Bugün milyonlarca kişi minimum fiyatın altında aylık alıyor. Sandığa giden her yurttaştan oy istiyorum. Türkiye’de huzur, rahmet istiyorsan, siyasal partiler akılcı siyasetlerde yarışmak istiyorsa bize oy vereceksiniz diyorum. MİT onun buyruğunda esasen. Bizim zımnî kapaklı görüşmemiz varsa çıksın açıklasın. Devleti yöneten kişi sorumluluk üstlenir. Diyorum ki ‘evet bunlarla oturduk ittifak konusunda anlaştık’ derim. Bu türlü bir şey yok. Biz 6 önder bir ortadayız. Benim tek başına pazarlık yapma talihim var mı? Yok masanın altında imiş, yanında imiş, üstünde imiş. Açıkça söyleyin. Milletin başını karıştırmak istiyorlar, işin gerçeği bu.
“BİZE 3. SINIF DEMOKRASİ OLSUN DİYE DAYATIYORLAR”
Söz verdim, bu ülkeye barışı, huzuru getireceğim. Ortak mutabakat metninde ne gerekiyorsa hepsini yapacağız. 6 önder imza atmış vaziyette. Var olan problemler parlamentoda çözülecek. Demokrasi, fikre tabir istiyoruz. Niyetini açıkladı diye kimsenin mahpusa atılmasını istemiyoruz. Bunu Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan bütün vatandaşlar için yapacağız. Tivit attı diye gidip bir çocuğu mahpusa atmak hangi aklın eseridir. Herkes fikrini özgürce söylesin. Bize 3. sınıf demokrasi olsun diye dayatıyorlar. Neden 1. sınıf demokrasi olmuyor. Yargıç hukukun üstünlüğüne nazaran karar veriyorsa başımın üstünde yeri var. Anayasa Mahkemesi’ne bir üye atandı. Bu kişi pak kişi değil. Yargıtay’da bir tek kararın altına imza atmayan kişi Yargıtay üyesi olarak oraya seçildi. Bütün bunları düzelteceğiz. Nerede hukuksuzluk, adaletsizlik varsa düzeltilmesi lazım. Elalemin kuklası konumundalar artık. Türkiye prestijli bir ülkedir. Biz sorun yaratmak değil çözmek istiyoruz.
“BİZ AK PARTİ, MHP VE HDP İLE DE GÖRÜŞÜRÜZ”
Biz bütün partilerle bağ sürdürürüz. Bugün parlamentoda bugünkü şartlar dahil bütün partilerle görüşen tek parti biziz. AK Parti ile de MHP ile de HDP ile de görüşürüz. HDP’yi düşmanlaştırıyorlar. Sen düşmanlaştırırsan ikili oynuyorsun. HDP’nin başkanvekili parlamentoyu yönetiyor. Siz hukuk içinde hareket etmek zorundasınız. Bir kişinin mahpustan çıkması için kanun çıkması lâzım değil mi? Kanun çıkmadan hangi yetkiyle ‘Ben seni hür bırakacağım’ derim. Bir haksızlık varsa, siyasi görüşüne bakmaksızın ‘Burada yanılgı var giderilmesi lazım’ derim. Seyahat olaylarında içeride olanlar, ne günahı var bunların? Osman Kavala neden? Selahattin Demirtaş neden? Hiçbirisi terörden dolayı mahkum olmadı, palavra söylüyorlar millete. Halka doğruları söyleyeceksiniz. Bir insanı eleştirebilirsiniz, buna kimse bir şey diyemez. Haklı ise kendime çeki sistem veririm. AİHM kararı var. Anayasa’ya koymuşsunuz, ‘herkes uymak zorunda’ diye. Siz hukuk devleti misiniz? Evet ise o vakit bırakacaksınız.
“BU BAYANIN KİMSESİ YOK ALLAH’IN GARİBANI”
Emine Şenyaşar’la görüştüm. ‘Adalet istiyorum’ diyor o kadar. Bu vicdan mıdır, fazilet midir? ‘Kocam, iki çocuğum öldürüldü’ diyor, adalet istiyor. En son yürekli bir savcı çıktı da dava açtı. Bu olaylar bu ülkede namuslu, ahlaklı olan, adaletli olan herkesi rahatsız eder. Cinayet işleniyor, herkes görüyor, kanıtları karartmaya kalktılar. Bu bayanın kimsesi yok, Allah’ın garibanı.
“SÖZÜM VAR, 3 AY İÇİNDE AVRUPA’YA VİZE KALKACAK”
Ben bir kesim bana oy versin diye çalışmam. 85 milyon için çalışırım. Ne kıymetine olursa olsun kelamım var. 3 ay içinde Avrupa’ya vize kalkacak. Almanya, Fransa, İngiltere, Danimaka, Hollanda’da çalışanlarımız var. O ülkede hangi demokrat standartlar varsa ülkemize getireceğiz. Getirdikten sonra AB’ye ‘verdiğin sözü’ tut diyeceğiz. Siz Anayasa’da özgürlükler, haklar varsa vereceksiniz vatandaşa. Gençlere söyledim bugün, anneleriniz babalarınız aman sakın ha tivit atma, başınız belaya girer diyor. Odada bile sessiz konuşuyor. Türkiye buna layık mı? Cumhurbaşkanı olduğumda gençlere kelamım var, en rahat beni eleştireceksiniz, eksiğim varsa düzeltirim.
“KİMLERDEN OY ALACAĞIMI ÇOK GÜZEL BİLİYORUM”
Muharrem Beyefendi nasıl herkesten oy istiyorsa ben de herkesten oy istiyorum. Kendisine nazaran prensipleri, kuralları vardır ki, onlara hürmet duymak zorundayım. Ben de Cumhurbaşkanı adayı olarak oy kullanmak için sandığa giden her vatandaşın oyuna talibim. Bu ülkede demokrasi, huzur, ahlaklı bir idare olsun diyenlerden oy alacağım. Kul hakkı yiyenler, uyuşturucu baronları, 5’li çeteler bana oy vermez. Bunlar beni yolumdan döndürmez. Siyaset halka adanmışlıktır. Bu ülkeye baharları getireceğim, hiç kimse kuşku etmesin.
“BAKANLAR KİM OLACAK DEĞİL BÜYÜKELÇİ KİM OLACAK”
Temel unsurumuz her partiye bir bakanlık verilecek. Bize soruyorlar ‘bakanlarınız kim olacak’ diye. Aslında bakanlar değil Merkez Bankası Lideri kim olacak? Bu kişi itimat veren kişi olacak. Saraydan gelen talimatla değil işin gereğini yerine getirmiş olacak. 2400 unsurluk ortak mutabakat metnini hazırladık. Kıymetli olan Bakanların altındaki liyakatlı takımlar. Burada bakan kim olursa olsun, bakanın altındaki kişi kim olacak, bu değerli. Devlet bu aslında. Bürokrat devlettir. Kim büyükelçi olacak mesela. Hayatı boyunca dış siyaset konusunda makale okumamış kişiyi büyükelçi yaparsanız, rüşvet alanları büyükelçi yaparsanız. Yetişeceksin, dünyayı tanıyacaksın, yabancı lisanlar bileceksin. Oturmasını, kalkmasını bileceksin. Adamı bulduk geldi, e ne yapalım, büyükelçi tayin edelim. Büyükelçi tayin ettiler, ne oldu?
“PARTİLERİN MEMURU OLMAZ DEVLETİN MEMURLARI OLUR”
Belli çevrelerin palavra ve iftiralarla dolu hazırlıkları olduğu biçiminde duyumlar geldi. Kirli siyasetten bu toplum çıkarılması lazım. Er meydanı deriz. Yiğitler çıkar güreşir, hakem vardır, sorun biter. Siz orada kural dışı iftira atarsanız. Bunlar olmamalı. Doğrular üzerine siyaset yapılmalı. Devletin bürokratları kirli işlere bulaştırılmamalı. Bürokrat devletin memurudur, siyasi partinin memuru değildir. Devlet bakidir, siyasi partiler geçicidir. Devletin memurlarını siyasal tercihinize nazaran yönlendirirseniz bu kirli şeyler ortaya çıkabilir. Kirliliğe bulaşan çok kişi var. Devlet intikam hissiyle yönetilmez. Birisi bir kişiyi ihbar ettiği andan itibaren ona çabucak intikam hissiyle hareket etmek gerçek değil. O vakit bunlardan farkımız olmaz. Varsa bir şey araştırır, rapora bağlar, savcılığa gönderirsiniz. Devlet adaletle yönetilmek zorundadır.